Veteriner Fakültesi Okunur mu?



Belki ilk üniversiteni bitirdin yetmedi, bir daha okuyacaksın.
Belki daha önce YGS LYS gördün ama olmadı tekrar deneyeceksin.
Belki çift sıfırlısın ve sürekli değişen sistemden dolayı daha nasıl bir sınava gireceğini bile bilmiyorsun.

Burada okula yeni başlayanlara ilk senelerinde fakülteyi nasıl anlatıyorsak, sana da öyle anlatacağım yabancı.

Belki de çoktan fakülteyi okumaya başladın ama şimdilerde durumu ayıkıyorsun.
Hatta belki intern bile oldun son nefesini vermek üzeresin.
Üzgünüm biraderim, senin için prognoz elverişsiz.

Veteriner Fakültesinin ne gibi faydaları var? (askerlikte tecil gibi mesela)
Ortam nasıl, yıkılıyor mu? (tabii ki kentsel dönüşüm çalışmalarından da bahsedeceğiz)
Okulu tercih ederken çoğu arkadaşın farkında olmadığı imkanlar (HAZIRLIK VAR OLUM)
Okulda seni ne bekliyor? (genelde sen bekleyeceksin ama)
Sırası geldikçe hepsinden bahsedeceğiz. Zorlu bir yolculuk olacak, çayını kahveni al(bi de A101 snowball diye bi şey çıkartmış onu mutlaka dene), bir de müzik aç.
Benim Tavsiyem; Gülden Karaböcek - Kırılsın Ellerim zira ne anlatmak istiyorsak bu şarkının sözlerinde gizli. Bu şarkının söz yazarının Veteriner Fakültesi öğrencisi olduğunu biliyor muydun? Söz yazarı aslında kırılsın ellerim derken yaptığı tercihten pişman, iyi okumalar.
Bkz:
Kırılsın ellerim neye yarıyor
Gençliğim gidiyor tutamıyorum
Tanrım bana vermiş yorgun ayaklar
Bahtımın peşinden koşamıyorum
Ne zaman bitecek tanrım bu azap
Yarını olmayan günlere kaldık
Dünyamı ben yıktım kendi elimle
Aşkıma bir yuva kuramıyorum
Şimdi ne dertliyim ne de bahtiyar
Yaşım genç olsa da gönlüm ihtiyar
Bir aşk için ben bak diyar diyar
Ecelin peşinden koşar giderim.

Kısaca Veteriner Fakültesi eğitiminin genel hatlarından bahsetmek gerekirse; seni en az 5 yıllık bir macera bekliyor. Macera olmasına özen göstermelisin yoksa her an korku-gerilim veya drama dönebilir. 15 sene okuyan da var onlarınki artık arka sokaklar kıvamında. Demedi deme.
Fakülteyi tercihlerin arasına yazmadan önce mutlaka zorunlu/isteğe bağlı hazırlık eğitiminin olup olmamasını gözden geçirmelisin. Okulda okuduğum 5 yıl boyunca onlarca hazırlıktan haberi olmayarak fakülteye gelen ve sonra tekrar hazırlığa gönderilen insan gördü bu gözler.(Oğlum 1 sene hazırlık var deyince gözlerindeki o çaresizlik hep beni benden almıştır) Muafiyet sınavından geçebilirsen ne ala, ama geçemezsen bir sene de o ekleniyor. 5 + 1 bombili bili bili bom. He tabi hazırlığı okumak dert, okumamak ayrı dert. Hazırlığı okursan 1 sene kaybedersin ama güzel gezersin, fakültenin bulunduğu şehri öğrenirsin, arkadaşlarınla sosyalleşirsin, diğer fakültelerden çevre edinirsin -bunlar hep networking-. Hazırlığı okumazsan 1 sene avantajlısın malum, kyk kredi borcun 1 sene daha az olacak ki bu da bi avantaj ama daha ilk senede ilk haftada anatomici gelip latince bi şeyler anlatmaya başlayınca, wingardium leviosa da işlemez, expecto patronumla da uzaklaştıramazsın. Ellerini birleştirip ZAMAAAN GERİYE AKSIIIN diyesin gelir de diyemezsin. Perihan Teyze de kurtaramaz seni.

Veteriner Fakültesi insanın kendine olan iç yolculuğudur.
Yarım saatte REM uykusu nasıl becerilir, çelik gibi sinirlere nasıl sahip olunur hepsini uygulamalı olarak öğreneceksin. En ateist olanınız bile ilk sınav haftasında öğrenecek sabah ezanının ne zaman okunduğunu. 300 sayfalık romanı iki ayda bitiremeyenleriniz, yüzlerce sayfa ders notunu bi gecede okuyacak hale gelecek, biraz çalışkanlarınız ikinci kez okuyacak, inekleriniz ezberleyecek zira sınavların çoğu klasik olacak. Bunlar yetmez gibi sabah okula gideceksin, sınav öncesi etrafta öyle saçma ve senin önemsemediğin, fazla çalışmadığın detaylar konuşulacak ki doğru sınava çalıştığından emin olamayacaksın. Moralini bozma, abartan onlar. BİRAZ ŞOV BENCE.
Herhangi bir üniversite ve öğrencilik hayatında yaşanacaklar da cabası, onlar şimdilik konumuz değil.

Üniversite tercihlerin açıklandığı andan itibaren tüm komşular ve akrabalar sana hayvanını muayene ettirmeye çalışacaklar, sen anlamadığın halde. Ben lise 3'te karar verdim veteriner hekim olmaya, adam bana lise 4'te kurban bayramında gelmiş diyor ki "Hadi bakalım Veteriner Bey gel de bizim hayvanı yüz." Sonuç olarak ben o hayvanı yüzdüm ama sorun bakalım bi neden yüzdüm, nasıl yüzdüm? Bunu izaha gerek yok. Yüzmüşsem, yüzmüşümdür... Yüzmemişsem, yüzmemişimdir...
Yüzdüm de yüzmedim mi dedim. Bunlar bir takım uydurmalar.

Üniversite tercihinin açıklanmasından sonra gelen iki bayram da isabet etmişti bana, şimdiki arkadaşlara yalnızca biri edecek sanırım. Kollayın kendinizi, neler duydu bu kulaklar veteriner hekimlik hakkında. Siz ne kadar hayvan sever, idealist bir bilim insanı olmak isterseniz isteyin karşınıza "Veteriner mi? E o da lazım..." diyen tipler çıkacak. Ulan en son ilkokulda hocam memlekete çöpçü de lazım deyince bu kadar koymuştu, bu nasıl bir laf. Ne okursanız okuyun bunlarla karşılaşmanız muhtemel. Genelde kendi çocuğu/torunu bir şey tutturamayan tiplerdir bunlar.
Kedi ve ciğer ilişkisi.

İnat ettin geldin, fakülteye başladın. Hayallerinde kedi-köpek-inek ile iç içe, eğlenceli, her gün yeni bilgilerle aydınlanan günleri maalesef orada bulamayacaksın. İlk üç sene neredeyse tamamen temel bilimler ağırlıklı olacak, hayvana nadiren dokunacaksın ve öğrenmen gereken o kadar gereksiz bilgi olacak ki önemli bilgileri arasından ayıklayamayacaksın. Sırf bu yüzden 4.sınıfa geldiğinde ilk üç sene hakkında çok az şey hatırlayacaksın. İdealist, rahat ve alman gereken kadarını veren hocaların dedikleri kalacak belki aklında, o ezberlediğin yüzlerce sayfa o dersi geçtiğin anda uçacak. Bir gecede cahil kalmaya da alışacaksın, malum boş bardak bir gün taşar.

3.sınıfta -benim fakülteme göre- kendi okulunun hastanesinde staj yapacaksın. "Oh be sonunda uygulama şansı bulacağım" demeyi aklından geçirdiğini biliyorum. Tek sıkıntı bunu tüm dönem arkadaşların düşünüyor. Bir anda herkes üç yaşındaki kardeşine benzemeye başlayacak gözünde. Her şeye atlayıp benim diyenler olacak. Çoğu grupta tartışmalar çıkacak sırf bu yüzden, o ilk üç sene hiç takılmadığın insanlarla takılmaya başlayabileceğin gibi, ilk üç sene sempati duyduğun insanın boğazını sıkmak istediğin günler olacak. İnsanlar bencil bebeğim ve bu o kadar doğal bir şey ki... Bunu da öğreneceksin. Zorunlu olarak çirkef olacaksın veya kendi bencil yöntemlerini bulacaksın gerekirse gönüllü olarak gece nöbetlerine katılacaksın, kendin için savaşacaksın, bu hayat dersi okulun verdiği en önemli ders olacak sana. 

4.sınıfa geldiğinde, tam bi şeyler öğreneceğim derken çok tanıdık bi sözle karşılaşacaksın. "Arkadaşlar siz zaten A, B ve C derslerini verdiniz o yüzden ben size tekrar anlatmakla yükümlü değilim. Devam ediyoruz... ve dersimiz İngilizce işlenecek, biliyorsunuz %30 İngilizce bizim müfredatımızın. E zaten hepiniz hazırlık okudunuz, SO FUCK Y'ALL"

4.sınıfta kıçınızdan ter aka aka, hem klinikte çalışacaksın, hem nöbetlere kalacaksın, hem her ders için 1.quiz, vize, 2.quiz, final geçemezsen bütünlemelere gireceksin. Batak oynamaktan oluşsa bile o sosyal hayatın can çekişecek. Fark ettin mi bilmem, 4.sınıfa geldik hala kızlar teklif etmedi ama kazara bir kız/erkek arkadaşın olursa(ki muhtemelen fakülteden olacak) sosyal aktiviteler için özel bi çaba vermen gerekecek. Bir süre sonra salmaya başlayacaksın. Bu stres o kadar pik yapacak ve yaşlandıracak ki seni, çalışmadığın için pişman olmama hissi başlayacak. Çok tehlikeli olan bu psikolojilerle geçen bu sene bittiğinde, öyle ya da böyle gerçekten bir şeyler öğrendiğini hissedeceksin. Bazıları hocalarının, bazıları kendi çabaların sayesinde... Haa hayvanlarla da içli dışlı olacaksın bu dönem, istemesen de kaçışın yok. Kedi yavrusu da besleyeceksin, o meşhur rektal muayeneyi de yapacaksın. Senin pembe önlükler içinde bi kedi hekimi olmak istemeni umursamayacak kimse, çıkacaksın o çiftliğe de. Eğer yanında deodorant taşımazsan muhtemelen haftada bir eve her saç telin inek, keçi, at kokarak gideceksin. Kendi adıma iki ayaklı hayvanlara tercih ederim bu kokuları tabii.


Ölüme yakın bu deneyimin bitişini bir başka Zorunlu Yaz Stajı bekler. Bu tüm koşuşturmanın arasında onların belgelerini hazırlamakla da sen uğraşırsın tabii ki. Öğrenci İşleri veya Dekanlık halleder diyerek bi şeylerin peşinde koşmazsan, okulu bitiremezsin. Verdiğin dersler sistemde vermemiş gibi gözükünce hallolur deme, mezun olamazsın demedi deme.

Tüm o sınavların arasında savaşmaya alışarak, istediğin klinik, belediye veya çiftlikle irtibata geçip belgelerini tamamlarsan Zorunlu Yaz Stajına gitmeye hak kazandın demektir. Okuldan uzak, belki kendi memleketinde geçireceğin bu 1 aylık yorucu çalışma maratonu sana tatil gibi gelecek tatil. En azından kafan rahat. Uygulama yapma şansı bulacaksın, şanslıysan operasyon bile yapacaksın. Ama stajda da seni kötü bir sürpriz bekleyecek maalesef. "Sahada hiçbir şey okuldaki gibi değil." Buna o kadar aşinayız ve kanıksamışız ki... Neyin doğru neyin yanlış olduğunu şaşıracaksın. Kendini geliştirmek için araştırmaya kalkacaksın, bazen bakacaksın ki o zamana kadar bilip duyduklarının hepsi yanlış. Yani biraderim... Çok işin var çok.


5.Sınıfta yaz stajının da verdiği özgüvenle, sahayı görmekle beraber okulda birçok şey sana engelmiş gibi gelecek. Sanki okul o gün bitse kendi başına hekimlik yapabilecekmişsin de okul seni tutuyormuş gibi. Tutacak biraderim, okul seni öyle bi tutacak ki, son silkelemesini yapacak. Çalışmak istediğin bölüme göre seçeceksin derslerini. Küçük hayvan, çiftlik hayvanı, gıda veya kanatlı... Yine de uygulama sınavlarında falan HER ŞEYDEN sorumlu olacaksın her zamanki gibi. Bu dönemde aynı zamanda ulan okul bitince ne olacak kuruntuları da başlar. Ee bir şeyler kötü gitmeye başladı mı, bir bakmışsın hiçbir işin rast gitmiyor. Bunlar geldi mi üst üste gelir... Antidepresana başlamayana ya huni takıyorlar, ya da renkli ekran tv veriyorlar.


Geldik mi 5.sınıf 2.döneme...
Bu dönem artık sadece kendi ilgilendiğin hayvanlarla ilgilenirsin. Quiz, vize derdi yoktur, olan sınavlar öylesine gibidir sene sonuna kadar. Çünkü sen intern veteriner hekimsindir artık. Sanki dört buçuk sene ağzına edilmemiş gibi bir anda sana hekim gözüyle bakmaya başlarlar ve senden de aynı hekim performansını beklerler. Öyle ya da böyle en azından sınavlar için değil, geleceğin için çalışırsın artık derslerine.
Bu dönemde en can sıkıcı şey de bu okul bitince derdidir. Gerçek derdin bu olduğunu ancak anlarsın ama elinden pek de bi şey gelmez.
Önünde sadece uğraşman gereken bir seminer, bir bitirme ödevi, tüm hafta çalıştığın klinik vardır. Ama enerjin yoktur. Öldük daa...

Sonuç?
Yine olsa yine yazarım. Pişman değilim. Psikopatım ben.
Ama benim size tavsiyem gidin bi İİBF bölümü okuyun paşa paşa, yaşayın üniversite hayatınızı, sosyalleşin, kurun networkünüzü, girişimci olun, kendinizi geliştirin. Yaşayın bu hayatı oğlum. Değmez kasmaya. E-Ticaret çok gelişti diyorlar. Al Çin'den sat Amazon'a. Temiz iş.
(edit: Eğer üretmek, öğretmek, dünyanızı güzelleştirmek, bir şeyleri değiştirmek, insanlara ve kendinize gerçekten bir şeyler katmak gibi idealleriniz varsa bu kadar sığ düşünmeyin yine de :) )

Okul bitinceyi farklı bir yazıda anlatalım, çok yazdım yeter yoruldum bu kadar negatif iç dökmeye.
Pozitif motivasyon soran arkadaş olursa denerim. Ama bayağı literatür taramam lazım bulabilmek için :)



Yorumlar

  1. İibf konusu hariç gerçekten alt dönemlere meslek seçmeye çalışan arkadaşlar için güzel bir yazı olmuş. Ancak gidin iibf okuyun demen beni şaşırttı. Herkes tüm zorluğuna rağmen kendi sevdiği mesleğe yönelmeli. Birkaç seçkin iibf hariç tüm iibflerin de kapatılması taraftarıyım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler yorum için :) O sitem sadece psikolojik olarak yıpranmanın eseri. Yoksa gördüğün gibi ben yine sevdiğimi seçiyorum :) Pozitifi de gelecektir bunun, veteriner fakültesi özelinde değil de meslek seçme kriteri olarak...

      Sil
  2. Yani hangi üniversite dicektim

    YanıtlaSil
  3. Reis naptın ya �� okurken hem müzik dinledik hem güldüm hem öğrendik hemde üniversite okuduk :) eline koluna sağlık çok güzel bir yazı. Devamını şiddetle tavsiye ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim dostum. Artık bi klinisyenim gelecek devamı. :)

      Sil
  4. Nasıl ya ben ne kedi falan severim evdeki kediyi veterinere götürmeme gerek kalmaz rahat rahat okurum sanıyordum. Fazla üzüldüm şuan. 2.ünibersite olarak okuyup evdeki kediyi köpeği kendim muayene etmekte kararlıydım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o kadar kolay olsaydı ikinci üniversite için ...

      Sil
  5. Valla bende kafaya koydum ya okuycam ya okuycam çok istiyorum kendimi hep veteriner hekim olarak hayal ediyorum teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş kafamdaki sorulara cevap buldum:))

    YanıtlaSil
  6. Yazın gerçekten harika olmuş. Peki Uludağ Üniversitesi dışında hangi üniversiteleri önerirsin? Ben dgs ile geçiş yapacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ankara ve Aydın güzel fakülteler. Yine de özellikle hastane ve çiftlik olanaklarını araştırarak seçim yapmanız daha doğru. Çoğu yeni açılan fakültenin bazı akademik eksikleri olsa da, hastane vs yönünden iyi yanları da var. ya da doğuda hastane şartları olumsuzken akademik eğitimi çok iyi olabiliyor. tek tek fakülte bazında oranın öğrencilerine de sorabilirsin instagramdan vs. bize soruyorlardı :)

      Sil
  7. Yanıtlar
    1. İyidir kardeşim. Özellikle bol bol uygulama alanın var. Gelişmiş bir fakülte Kafkas Veterinerlik. Sadece kışları çok soğuk yazları ise soğuk geçer. Bunla ilgili problemin yoksa okunabilir. Ama sosyallik açısından sıkıntılar çekebilirsin. Üniversite şehir dışında ve ayrı bir kampüste yer alıyor. Ana kampüse uzaksın.
      Ayrıca kendi çiftlikleri var diye biliyorum. Uygulama (kedi,Köpek, Büyükbaş ameliyatı vs gibi durumları bolca yaşarsın.) Yine de bir okuyana sormak daha güzel olur. Şehir çok güzel Ruslardan kalma bir şehir. Kiralar ortalamanın üstündedir. 1+1 apartlar 900-1000 TL arasında. Okula yürüyerek gitme durumun yok. Dolmuş muhakkak kullanman gerek.

      Sil
  8. kanka çok teşekkürler veterinerlik istiyordum artık istemiyorum :D hazırlık her okulda okunuyor mu yani hazırlık senesi olmayan üniversite var mı? Bir sene mi heba etmek istemiyorum hazırlık olduğunu bile senden öğrendim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder